Endüstri 4.0 ile birlikte yapay zeka, robotik teknolojiler, akıllı üretim sistemleri, 3D yazıcılar, nesnelerin interneti, büyük veri ve bulut bilişim gibi alanlarda yaşanan gelişmeler, sanayi de yepyeni bir dönüşüme yol açacaktır.
Bilindiği gibi küreselleşme ile birlikte üretim ve ticarette modeller değişmiş, çok uluslu işletmelerin sayısı armış, şirket birleşmeleri ve satın almaların sayısında da önemli bir artış yaşanmaya başlamıştır. Bu artış özellikle endüstri/sanayi sektöründe daha fazla olmuştur.
Endüstri, ya da sanayi, devamlı veya belli zamanlarda, makine ve benzeri araçlar kullanarak bir madde veya gücün niteliğini veya biçimini değiştirerek toplu üretimde bulunan faaliyet dalıdır.
Endüstri, hammaddeleri işlemek, enerji kaynaklarını yaratmak için kullanılan yöntemlerin ve araçların bütünüdür.
Endüstri, kâr sağlayıcı her türlü mal ve hizmet üretimidir.
Endüstri sektörü günümüzde, ekonomik büyümenin en önemli itici gücünü oluşturmaktadır.
Endüstri, daha fazla verimliliğe ve daha yüksek yaşam standartlarına uzanan bir merdiven durumundadır.
Günümüzde sektörel ihtiyaçları hızlı, güvenilir ve yenilikçi bir anlayış ile karşılamaya çalışan endüstri, hızla gelişen teknoloji imkânları sayesinde yeni bir döneme girmiş bulunmaktadır.
Günümüzde ülkelerin gelişmişliği yüksek teknoloji üretimi ve bu teknolojiye patent alarak pazarlaması ile değerlendirilmektedir.
Çeşitli kaynaklara göre 2015 yılı itibariyle ülkelerin patent sayılarına bakıldığında Türkiye’de yaklaşık 2 bin iken Çin’de 837 bin, ABD’de 509 bin, Japonya’da 400 bin, Almanya’da 179 bindir.
2015 verilerine göre dünya genelinde patent başvuru sayısı 2.7 milyon civarındır. Türkiye’de toplam patent başvuru sayısı ise sadece 6.500 kadardır. En fazla patent başvurusu yapan üç ülke ise ABD, Çin ve Japonya’dır.
Türkiye’nin yüksek teknoloji ihracatı yaklaşık 2-3 milyar dolar iken Güney Kore’nin 130 milyar dolar, Çin’in 560 milyar dolardır. Bu rakamlar gittikçe de büyümektedir.
Ülke olarak yeni bir üretim şekli, yeni bir vizyon ve strateji belirleyip yeni bir eğitim reformu gerçekleştiremezsek maalesef küresel olarak söz sahibi olmamız zor olacaktır.
Almanların Endüstri 4.0, Amerikalıların “İleri İmalat Teknolojisi”, G20 ülkelerinin “yeni sanayi devrimi” dedikleri bir üretim çağına girdik: “Endüstri 4.0”
Endüstri 4.0’da bilgisayarların internet üzerinden birbirine bağlanarak akıllı fabrikaların oluşturulması hedefleniyor. Bu akıllı fabrikalarda bilgisayarlar, üretim süreçlerini sürekli denetleyecek, makinelerin bakım ve onarım programlarını düzenleyebilecektir.
Satış yerlerindeki bilgisayarlar ile kurdukları iletişim sayesinde yeni siparişlere göre üretim miktarını ayarlayacak ve fabrikadaki insanların aldıkları kararların uygunluğunu denetleyerek gerekirse uyarılarda bulunacaktır.
Birbirleriyle bağlananlar sadece fabrikalar da değil. Evler, arabalar, hastanelerdeki bilgisayarlar da internet üzerinden birbirleriyle sürekli iletişim içinde insanlara yardımcı olacak, karar alma süreçlerini kolaylaştıracaktır.
Bu günlerde sayılarının 15 milyar olduğu tahmin edilen birbirleriyle iletişimdeki cihaz sayısının 2020’de 50 milyara yükseleceği tahmin edilmektedir. Bütün bu gelişmelerin bizleri doğrudan ilgilendirmeyeceği ve etkilemeyeceği düşünülmemelidir.
Çünkü geleceğin dünyası Endüstri 4.0 ile şekilleniyor ve geleceğin kurallarını koymaktadır.
Bilindiği gibi ilk sanayi ya da endüstri devrimi buharlı makinelerle, ikinci sanayi devrimi elektrikle, üçüncü sanayi devrimi dijitalleşme ile gelmiştir. Günümüzde ise Endüstri 4.0 konuşulmaya başlanmıştır.
Toplumların ekonomik üretim modelleri sürecinin bu günkü geldiği nokta ise Endüstri 4.0 olarak adlandırılmaktadır.
Endüstri 4.0, dijital dönüşüm dinamiklerinden yola çıkarak geleceğin akıllı üretim ekonomisini ortaya koymaktadır.
Endüstri ya da sanayi 4.0, üretime dijitalleşmeyi getiren bir devrim olarak da isimlendirilmektedir.
Endüstriyel üretimin başta Çin olmak üzere Doğu ülkelerine kayması sonucu Batı’daki sanayi lideri ülkelerin yeni önlemler almasına neden olmuştur.
Almanya ve ABD gibi ülkeler, zirveye hızla yükselen Çin ve Hindistan gibi dinamiklere kaptırmamak içinde ellerindeki geleneksel üretim modellerini, var olan teknolojik birikimleriyle birleştirmek zorunda kalmışlardır.
Gelişen teknolojiyi üretim ve sanayide faydaya dönüştürmek, fabrikalarda verimliliği artırmak, bilişim teknolojisinden azami derecede yararlanmak, akıllı üretim sitemleri oluşturmak suretiyle Doğu’nun ucuz işgücü ve üretim kapasitesiyle rekabet etmenin en mantıklı yolu alınacak önlemler olarak görülmüştür. Bunun için yeni bir sanayi devrimine ihtiyaç duyulmuş, adına da Endüstri 4.0 ya da Sanayi 4.0 denilmiştir. Bu konuda ilk adım atanlardan biri de Almanya olmuştur.
2011 yılında gerçekleştirilen Hannover Fuarı’nda adı duyulan Endüstri 4.0, Alman Federal Hükümeti’nin sağladığı desteklerle günümüz sanayisinde yerini almıştır.
İleri gelen teknoloji devleri ABD ve Japonya gibi ülkeler bu endüstriyi desteklediler ve gelecek hedeflerini Endüstri 4.0’a uygun bir şekilde planlamaya başlamışlardır.
Almanya’nın millî gelirinin ve sağladığı istihdamın büyük kısmını oluşturan sanayi şirketleri, endüstri 4.0’a öncülük etmektedir. Bu şirketlerin küresel düzeyde ön plana çıkmasının nedeni başta ülke vizyonu ve mühendislik kültürüdür.
Endüstri dünyasında gücü elinde bulunduran ülkeler arasında olan yer alan Almanya, seri üretimdeki hız, kalite ve tecrübe parametreleriyle birlikte yüksek teknoloji gücüne sahip olmasıyla da bilinmektedir.
Endüstri 4.0 kavramı zaman içinde, iş dünyasının, sivil toplum kuruluşlarının ve akademik çevrelerin de katkılarıyla Almanya’nın ötesine ulaşarak yeni bir endüstriyel sistem kurmayı tasarlayan tüm ülkelerin ilgi alanı hâline gelmiştir.
Endüstri 4.0, üretimi ucuzlatan, hızlandıran, kişinin talebine özel üretim yapan; enerji tüketimini, fazla stokları, hatayı en aza indiren, dijital, üstün bir üretim sistemidir.
Bu üretim sistemi, insanların kol kuvvetini hemen hemen sıfıra indirip onların yaratıcı gücünü, bilgi ve becerisini ortaya koyarak üretimi dijital bağlantılarla yüksek teknoloji ile entegre olmuş, birbiriyle haberleşebilen yapay zekâlı robotlara yaptıran, fabrikalardan insanı kaldıran bir sistemdir. Robotların üretimi devralıp; daha kaliteli, daha ucuz, daha hızlı ve daha az israf yapan bir üretim yapılması hedeflenmektedir.
Endüstri 4.0’da insansız üretim amaçlanmaktadır. Özellikle bilgisayar teknolojilerinin olağanüstü hızla gelişimine paralel olarak akıllı fabrika dönemi başlayacaktır. Makinelerde her bileşenin birbiriyle haberleştiği, kendi kendine karar veren ve denetleyen üretim tesisleri devri başlayacaktır.
Endüstri 4.0 ile birlikte yapay zeka, robotik teknolojiler, akıllı üretim sistemleri, 3D yazıcılar, nesnelerin interneti, büyük veri ve bulut bilişim gibi alanlarda yaşanan gelişmeler, sanayi de yepyeni bir dönüşüme yol açacaktır.
Endüstri 4.0, insandan tamamen bağımsız, verimli, ergonomik ve kaliteli üretimin gerçekleştirecektir.
Endüstri 4.0, bilgi toplumunda ürün ve üretim metotlarını, tedarik ve dağıtım sistemlerini, üretim ve bölüşüm yapılarını, verimlilikleri, rekabet stratejilerini, yaşam biçimlerimizi ve yaşam tarzlarımızı derinden etkileyecektir. Bu nedenle değişim ve dönüşümü doğru yönetebilmek oldukça önemli hâle gelmiştir.
2018 yılında sanayide 2,3 milyon ünite robot kullanılması bekleniyor.
Akıllı üretim sistemleri ile müşteri tercihlerine ve ihtiyaçlarına daha fazla ve hızlı cevap veren özelleşmiş, akıllı üretim, iyileştirilmiş üretim kalitesi, daha az hata ile üretim, daha az israf, yerelleşen imalat süreçleri, yenilik süreçlerinin hızlanması ve daha az kaynak kullanımı amaçlanmaktadır.
2020 yılında yaklaşık 50 milyar cihazın birbiriyle iletişim hâlinde olacağı tahmin edilmektedir.
Endüstri 4.0 ile oluşacak akıllı üretim sistemlerinin, akıllı şehir, ev, lojistik, şebeke, cihaz unsurlarının sosyal ağlar ve e-ticaret ağlarıyla birleşmesi sonucu veriler, hizmetler, nesneler ve bireylerin internet ortamını kullanarak kuracağı ekosistemdeki ağın önümüzdeki çeyrek asırda küresel ticaret hacminin yaklaşık yüzde 40’ını etkileyeceği beklenmektedir.
Endüstri 4.0 dönüşümüyle dört önemli kategoride gelişme kaydedilmesi beklenmektedir: Bunlar verimlilik, büyüme, yatırım ve istihdamdır
Endüstri 4.0 daha çok fabrikaları etkileyecek gibi görünse de gelecekte sosyal hayatımızı etkileyebilecek bir yeniliktir. Üç boyutlu yazıcıları sadece sanayide değil, evlerimizde dahi kullanabilecek konuma gelineceği bilinmektedir. Hayal gücümüzü kullanarak istediğimiz ürünü evimizde üretebilecek ve evimizi minik bir fabrikaya dönüştürebileceğiz.
Günümüzde yaygın olan marka bağımlılığı gelecekte yerini fayda bağımlılığına bırakacaktır. Gelecekte hangi marka kıyafeti giydiğimiz değil, hangi faydalı kıyafeti giydiğimiz önem kazanacak ve bu faydalı kıyafetleri kendimiz evimizde üretebilir konuma geleceğimiz düşünülmektedir.
Endüstri 4.0’ın olumlu yanlarının yanında, hayatımızı zorlaştıracak olumsuz yanları da bulunmaktadır.
Robotların üretimi devralmasıyla insan gücüne duyulan ihtiyaç azalacak ve robotlar bir anlamda insanların işlerini ellerinden alacaktır.
Endüstri 4.0’ın gelişmesiyle artan üretim hızı ve ürünün kalitesi rekabet için yeterli olmayacak ve en çok üreten değil müşterinin isteğini en çok karşılayan galip gelecektir.
Endüstri 4.0 ile bilgisayar teknolojilerinin olağanüstü hızla gelişimine paralel olarak akıllı fabrika dönemi başlayacaktır. Geleneksel yöntemlerle yapılacak üretimler rekabet şansını kaybedecektir.
Endüstri 4.0 sanayinin sorunlu ve çözüm getirilmesi gereken planlanandan az veya çok üretim, hatalı üretim, stok israfı vb.’nin ortadan kaldırılması hedeflenmektedir.
Daha az maliyetle üretim, minimum enerji kullanımı, az ısı üretimi, zaman kazanımı, daha az kaynak ve az bellek kullanma, yüksek hızda ve güvenilirlikte çalışma, eski işlere göre en az iki kat verim ve daha kaliteli ürün üretimi Endüstri 4.0’ın kazanımları arasında olacaktır.
Endüstri 4.0 aynı zamanda ülkeler arasındaki rekabeti arttıracak ve Çin gibi hem insan gücü bakımından hem de sahip olduğu akıllı fabrikalarla gelecekte çok önemli bir konuma gelecektir. Artan üretim hızının yanında Çin, üretim kalitesini da arttırarak, günümüzde herkesin kalitesiz olarak gördüğü ürünleri, gelecekte en kaliteli ürünler hâline gelecektir.
Endüstri 4.0 şirketlere çok sayıda fırsat sunarken, şirketlerin iş modelleri, üretim süreçleri, yönetim tarzları vb. hususları yeniden şekillendirmesine neden olacaktır. Ciddi ve kökten bir iş anlayışı değişiminin ötesinde işgücü açısından da Endüstri 4.0’a geçiş yepyeni bir anlayışı da ortaya çıkaracaktır.
Tam otomasyon ya da akıllı fabrikalarda çoğu iş el değmeden yürütüleceği için beden gücü ile çalışanların işsiz kalması olasılığı ortaya çıkacaktır.
Robotların üretimi devralması yabancı şirketlerin yatırımlarını kendi ülkelerine yapmalarını sağlayacaktır.
Endüstri 4.0 ile bilişim teknolojileri alanında çok fazla sayıda uzmana ihtiyaç duyulacaktır.
İkinci ve üçüncü sanayi devrimi arasında bir evrede bulunan ülkemizin, kısa süre içerisinde ve bir plan dâhilinde Endüstri 4.0 için gerekli alt yapıyı oluşturup, gelişen teknolojiyi yakalayıp rekabet edebilecek konuma gelmesi gerekmektedir. Bunun için ülkemizin gelişen teknolojiye ayak uyduracak nitelikli insan gücüne ihtiyacı için zaman kaybetmeksizin planlama yapılmalı ve gerekli reformlar hayata geçirilmelidir.
Ülkemizin nitelikli işgücü yetiştiren, ürettiği değerleri ihraç eden ve hem bölgede hem global arenada söz sahibi bir ülke haline gelmesi için ilk adımın eğitim alanında atılması gerekmektedir.
Başta bilişim teknolojileri olmak üzere mekatronik, veri analizi, yazılım, siber güvenlik, robotik uygulamalar, dijital iş süreçleri gibi alanlarda donanımlı eleman ihtiyacına yönelik çalışmalara başlanılmalıdır.
Endüstriyel Bilgisayar Mühendisi/Programcısı, Robot Koordinatörü, Bulut Hesaplama Uzmanı, Veri Güvenliği Uzmanı, Şebeke Geliştirme Mühendisi, 3D Yazıcı Mühendisi, Giyilebilir Teknoloji Tasarımcısı gibi yeni meslekler ihtiyaç duyulabilecek mesleklerden bazılarıdır.
Bu insan kaynağının yetişmesi için eğitim kurumlarına, iş dünyasına ve STK’lara çok önemli görevler düşmektedir. Gerekli insan kaynağının yetiştirilmesinde bu paydaşların birlikte hareket etmesi gerekmektedir. Bunun yanında özellikle ortaöğretim ve yükseköğretimde yeni programların zaman geçirilmeden hayata geçirilmesi de oldukça önemlidir.
Ülkemizin Endüstri 4.0 kapsamında şunları biran önce yapması gerekmektedir.
Teknoloji üretiminde lider olan ülkeler incelenerek ülkemizde uygulanabilirliği değerlendirilmelidir.
Endüstri 4.0’ın uygulanacağı öncelikli sektörler belirlenmelidir.
Endüstri 4.0 devriminde başarılı olmanın yolunun eğitimden geçtiği unutulmamalıdır. Nitelikli işgücünün teminine yönelik stratejiler belirlenerek uygulamaya konulmalıdır. Meslek ve teknik eğitimde reforma gidilmelidir.
Alt yapı (veri temini, siber güvenlik, bulut bilişim vb.) ihtiyacına yönelik çalışmalar yapılmalıdır.
Ar-Ge ve üretime yönelik teşvik ve destekler yeniden düzenlenmelidir.
Katma değeri yüksek ve dünya üretim değer zincirinden daha fazla pay alan bir Türk Sanayisi oluşturmak hedeflenmelidir.